Üniversite, hayatımızın bir parçası ve belki de hayatımıza yön verdiğimiz bir yerdir. Yeni bir heyecan belki de nasıl okuyacağım ve sonunda bana ne olacak kaygılarıyla başlayacağınız veya devam edeceğiniz üniversite hayatı ve sonrasına güzel bir dokunuş yapmak için hazırladığım bu yazıyı keyifle okuyacağınıza eminim.
Üniversite hayatı bir sürahi gibidir. Sürahinizi ne kadar çok doldurursanız hayatınızın devamında gerekli yerde bardağınızda o kadar şey olur.
Şimdi ruhunuzun bedeninizde olgunlaşması için uygun nitelikteki tavsiyelerime geçebiliriz.
Kendinizi Tanıyın
İlk tavsiyem tabi ki her şeyin temeli olan kendinizi tanımak. Çocukluk ve ergenliğin bitip olgunlaşmaya geçiş sürecinde üniversitenin olması büyük bir avantajdır. Bu da kendinize zaman ayırmaktan geçiyor. Belki de gözlerinizi kapatıp kahvenizi yudumlarken etrafı dinlemek ve ben kimim diye sormak, nereye gitmek istiyorum, bir yıl önce neredeydim, bir yıl sonrasında nerede olacağım, hayatım bir film olsa şu an ki reytingleri nasıl olurdu diye düşünmek kendinizi tanımanız yolculuğunda bir adımdır. Tabi ki kendinizi tanımak sadece düşünmekten geçmez.
İnsanlarla Konuşun
Üniversite hayatı, çeşitli meslek dallarından ve yaş grubundan Türkiye’nin hatta dünyanın her yerinden insanların bir araya geldiği yer diyebiliriz. Bu da yeni insanlar, kültürler ve düşünceleri tanımak için çok büyük bir fırsattır. O yüzden önerim, olabildiğince insanla tanışıp, etkileşimde bulunmanız. ‘Her insan bir dünya’ der George Herbert. Biriyle tanışmanız illa o kişiyle samimi olacağınız veya hayatınızın sonuna kadar sizinle birlikte olacağı anlamına gelmiyor. Hayatınıza olumlu veya olumsuz bir şekilde dokunması bile sizin için bir tecrübedir.
Bazen karanlığa dokunmadan ışığın ne olduğunu bilemeyiz.
İlgi Alanlarınızı Keşfedin
Bir diğer tavsiyem kendi spesifik ilgi alanınızı bulun. Üniversitede sosyal faaliyetlere ayıracağınız zaman, çalışma hayatınıza ayıracağınız zamana göre kesinlikle daha fazladır. Bu yüzden faaliyetleri yapabileceğiniz alanı görmek en azından herhangi bir hobi hakkında yüzeysel bir bilgi edinmek için bile yeterlidir ve değerlidir. Keyifli bir aktivite, hayatınızın ilerleyen safhalarında belki rahatlatma aracınız, belki de kazanç kapınız olabilir. En azından hayatınızda bir defa yogaya gidin, şiir yazmayı deneyin, dağcılık kulübü ile yürüyüş yapın.
Yeni Bir Dil Öğrenin
Dördüncü sıradaki tavsiyem dil öğrenmek. Dünyada en çok kullanılan ve uluslararası geçerliliği olan İngilizce’yi iyi bilen ve konuşabilen gerek araştırma gerek okuma gerekse yurt dışına çıkma konusunda sıkıntı yaşamıyor. Bilimin dili İngilizce, konferansların dili İngilizce, bir başka ülkeye gittiğinizde İngilizce… Tek dil yeter mi derseniz de yetmez derim ve ikincisi hangisi olsun diye sorarsanız yazılım dili derim. Eskiden ülkelere göre kültleşmiş alanlar vardı örneğin; kimya Almanya, kozmetik Fransa gibi. Artık dünya globalleşti her yerde her şey yapılabiliyor. Bu yüzden bunu demek eksik kalır.
Yeni Yerler Gezin
Son olarak gezin demek istiyorum. Otobüs fiyatları uçak fiyatlarıyla yarışırken ekonomik durum özellikle öğrenciler için giderek zorlaşıyor. İmkanınızı zorlayabildiğiniz kadar, ucuz yollarla yeni yerler görmenin yolunu bir şekilde bulmalısınız. Bir yandan da Paris’i gezmek illa Eyfel’de yemek yemek değil, o şehrin sokaklarını gezmek, toplu taşımasına binmek, herhangi bir etkinliğine katılmak ve orada yaşayan biriymiş gibi yaşamak o şehri tanıma ve gezmenin keyfini çıkarmada etkin olduğunu düşünüyorum. Yaşadığımız dünyanın sadece üniversite kampüsü, il veya ülkeden ibaret olmadığını görmek ayrı bir keyif veriyor.
Özetleyecek olursak;
Kendinizi tanıyın, başkalarıyla tanışın, ilgi alanınızı bulun, dil öğrenin, gezin… Ek olarak da mutlaka kitap okuyun ve düzenli çalışmaktan vazgeçmeyin..
Üniversiteye girdiğiniz gibi çıkmamanız dileğiyle, sürahiniz dolu olsun.
Üniversite Okuyanlara 5 Tavsiye
Gıdanın Mühendisi mi Olur? yazımızı okumak için tıklayın.