Dünya nüfusunun artmasıyla birlikte besin takviyelerine olan talep ve ihtiyaç artmış, bu da alglerin besin takviyesi olarak kullanımının artmasına neden olmuştur. Bunlardan biri de mavi yeşil alg cinsi olan “Spirulina”dır.
Spirulina, dünyanın en eski bitkilerinden biri olarak yaklaşık 3.6 milyar yıl önce keşfedilmiştir. Oksijen atmosferini oluşturan ilk fotosentetik yaşam formudur. [1]
İpliksi ve spiral şekillidir. Dünya genelinde en çok yetiştirilen mikroalg türüdür ve aslında Arthrospira spp.’nin ticari olarak adlandırılmış halidir.
Spirulina, Dünya Sağlık Örgütü tarafından insanlığın en iyi sağlık ürünü olarak tanımlanırken; UNESCO tarafından, geleceğin en ideal besini olarak ifade edilmiştir. Aynı zamanda, Avrupa Uzay Ajansı ve NASA, uzun süreli uzay yolculuklarında yetiştirilebilecek başlıca besinlerden biri olarak Spirulina’yı onaylamıştır. [1]
Spirulina Üretimi
Doğada sağlığa zararlı olan maddelerle kontamine olma riski olduğu için kontrollü koşullarda özel olarak yetiştirilmektedir.
Alg yetiştiriciliği genellikle göletler, göller veya lagünler gibi açık sistemlerde veya kapalı bir sistemde yapılmaktadır. Günümüzde ise Spirulina’nın yetiştirilmesi için kapalı fotobiyoreaktörler ve açık göletler olmak üzere iki ana teknoloji kullanılmaktadır. [5]
Spirulina’nın kendine has kokusu fonksiyonel bir gıda olarak kullanımını sınırlandırmaktadır. Bu yüzden, spirulina üretimi sırasında oluşabilecek kötü kokunun giderilmesi için bazı yöntemler uygulanmaktadır. (Enzimatik hidroliz, maskeleme, fermantasyon vb.)
Besin Değerleri
Spirulina, protein, esansiyel amino asit ve yağ asitleri, vitamin ve mineral içeriği ile yüksek besin değerine sahiptir. [6]
Genel bileşimini %50-70 protein, %15-25 karbonhidrat, %6-13 lipit, %4.2-6 nükleik asit ve %2.2- 4.8 mineraller oluşturmaktadır. Özellikle, yüksek konsantrasyonda esansiyel amino asitlerden lösin, valin ve izolösini içermekte olup bu değerler, et, süt, yumurta, tahıl ve soya fasulyesi gibi besinlerle karşılaştırılabilir düzeydedir. [7]
Kalsiyum, magnezyum, potasyum, fosfor, demir ve magnezyum gibi temel minerallerin yanı sıra birçok antioksidan da içermektedir. E vitamini ve beta-karotenin en zengin doğal kaynağıdır.
Günlük Alım
İhtiyaç duyulan Spirulina miktarı, metabolizma durumu, yaşam tarzı gibi sebeplerden dolayı bireyler arası farklılık göstermektedir.
Gıda Endüstrisinde Kullanımı
Ticari olarak temin edilebilen Spirulina’nın en yaygın formları başta toz olmak üzere tablet ve kapsül şeklindedir.
Katkı Maddesi Olarak Kullanımı
Gıda katkı maddesi olarak erişte, ekmek, bisküvi, dondurma, içecekler ve tatlıların içine dâhil edilmekte ve bu sayede gıdaların besin değerini artırmaktadır.
Bununla birlikte yüksek protein içeriği sayesinde sporcu gıdaları ve protein tozları gibi ürünlerde kullanılmaktadır. Ayrıca, enerji barları, smoothie’ler ve sağlıklı atıştırmalıklara da eklenebilmektedir.
Spirulina, vücuttaki toksinleri bağlayarak atılmasını kolaylaştırmaktadır. Yani detoks etkisi sayesinde diyetlerde kullanılabilmektedir. Ancak Spirulinayı diyete dahil etmeden önce beslenme uzmanlarına danışmak gereklidir. Ayrıca, tüketmeden önce ürünün kalitesine ve güvenilirliğine mutlaka dikkat edilmelidir.
Ek olarak balık, kümes hayvanları veya diğer evcil hayvanların yemlerine eklenerek yemlerin besin değerlerini artırır.
Renklendirici Olarak Kullanımı
Gıda endüstrisinde kullanılan renklendiricilerin çoğu yapay olduğundan, özellikle çocukların sağlığı üzerine potansiyel etkileri bilinmektedir. Bu sebeple, 2006 yılında, Birleşik Krallık’ta tüm sentetik gıda boyalarını, doğal olanlarla değiştirme kararı alınmıştır. Ancak doğal mavi boyanın temini için uzun denemelerden sonra, 2008 yılında spirulinadan elde edilen pigmentlerle bu eksik tamamlanmıştır. [8]
Meraklısına;
Alglerin Gıda Zenginleştirmede Büyük Rolü